20 Nisan 2017 Perşembe

Tip1 diyabetli neden insülin pompası kullanmalı?

Kendimce insülin pompasını neden kullandığımı anlatmak istiyorum. 25 yıllık tip1 diyabetimde şekerindeki iniş çıkışlarımı kontrol altına alamayınca 2011 yılında insülin pompası kullanmaya başladım.
Tip 1 diyabet tedavisinde insülin pompası kullanımı ilk olarak 1970’li yıllarda telaffuz edilmeye başlanmış. Günümüzde ise birçok Tip 1 diyabetlinin hayatını kolaylaştıran bir tedavi yöntemi olarak gösteriliyor. Ancak pompa kullanımı hakkında yeterli bilgiye sahip olmama ya da beklentilerin yüksek olması gibi nedenlerden dolayı istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Pompa kullanımında istenen başarıya ulaşma düzenli kan şekeri kontrolünden geçiyor. 25 yaş üzeri kişiler pompaya sıcak bakarken, ergenlik sürecindekiler maalesef bundan uzak duruyorlar. Haksızlar mı tabi ki hayır. Hormonların en canlı olduğu dönemde üzerinde cihaz taşıyacaksın, kulağa çok hoş gelmiyor.

Bende bunu kulağa nasıl hoş getirebilirizi düşünmeye başladım.

Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımızın kına gecesinde 20 yaşında çok tatlı biriyle tanıştım. "Yaklaşık 1 yıldır tip1 diyabetim var hiç alışamadım, Ha1c 8,5" dedi. Konuya yeni girmişken ve ne konuşacağımız henüz belli değilken, normal birşey olduğunu düşünmesin diye onun yaşındayken benim 11 olduğunu söylemedim. Çocuklara tatlı tatlı anlatmayı doğru bulurken, istendiği gibi anlamaya çok müsait bir yaş olduğu için, ergenlik yaşındakilere birşeyleri anlatırken iki kez düşünüp bir kez söylüyorum :) Tatlı arkadaşım şekerine çok dikkat etmediğini, daha alışamadığını belki geçer diye beklediğini söyledi. Birde sen nasıl alıştın ve bu kadar rahatsın diye sordu. Ben diyabetimin olmadığı zamanı hatırlamıyorum ki! Oturup duygusal bir ortam yaratıp durumu kendine acıma noktasına getirmeye çok açık bir konu tabi ki.

25 yıllık tip1 diyabetliyim. Doktorun yanlış yönlendirmeleri, üzerine de ergenlikte hastalığı yoksaymam nedeniyle, diyabetimin 12.yılında diyabetik retinopati başladı. Kafamı duvarlara da vursam zaman geri dönmüyor. Lafa girdi "bak sen dikkatlisin sende bile olmuş". Benim dikkat etmediğim zamanda oldu çok keşke dedim ama zamanı geri çeviremedim. Şimdi ki aklım olsaydı yapmadıklarımı yapardım. Şaşırdı :) Ters oldu tabi. Yapmadıklarımı yapardım evet! Şekerime nasılsa yükseliyor diye bakmamazlık etmezdim. Arkadaşlarımdan utanıp insülin saatimi geciktirmezdim. dim dım dim dım uzun uzun saydım ona. En önemlisi daha erken insülin pompasına geçerdim.

Kadınsan eğer düşündüğün şeyler biraz daha farklı olabiliyor. Şekerim var, kötü gidiyor ama ben anne olmak istiyorum. Erkek arkadaşımı çok seviyorum. Ama yanında insülin yapmaya utanıyorum. İnsülin pompasını yanında nasıl takacağım?

O kadar tanıdık, o kadar normal ve o kadar tatlıydı ki. Konu biraz duygusala kaymış olabilir evet kadınız sonuçta :) İnsülin yapmaktan utanma seni yaşatan onu sevmen için güçlü olmanı sağlayan şey o! Nasıl yani? Yemek yemeden yaşanır mı? Sende insülin almadan yaşayamazsın.. Ben utandım ve şekerime bakmadım, geçiştirdim, aman sonra yaparım dedim. Diyabet bana o kadar töleranslı olmadı! Evet zor, evet bazen sıkıcı ama artık seninle ve hiçbir yere de gitmeyecek. Ya onunla sıkıntılı yaşayacaksın, ya da senden beklediklerini kendin için yaparak sağlıklı yaşayacaksın. Ayrıca insülin pompası taktın diye seni sevmeyecekse hiç sevmesin zaten, dedim.

Bazen çok mu sert konuşuyorum bilmiyorum. Tek bildiğim şey insülin pompası taktıktan sonra hayat kalitemin ne kadar arttığı! Hep söylüyorum. Hep söyleyeceğim. Kadın için annelik en muhteşem duygu. İnsülin pompası kullanmasaydım çocuk sahibi olmayı asla düşünemezdim.

Tip1 diyabetli organ hasarını en hafif şekilde ya da hiç yaşamamak için insülin pompası kullanmalı! Uzmanları bilmem bu sadece benim şahsi görüşüm. İnsülin pompası takıldığında 11 olan Ha1c, 3 ay sonra 6,6 ya düşmüştü. Retinopatim stabil gitmeye başladı. Çok şükür ki nefroloji ve nöroloji açısından herşey yolunda.. Pompaya geçmemiş olsam 25 yılın tahribatıyla onlarda etkilenirdi diye düşünüyorum.

Lütfen lütfen lütfen tek isteğim herkesin sağlıklı ve mutlu yaşayabilmesi.. Pompayı yük olarak görmek yerine, hayatınızı güzelleştirecek sihirli bir makine gibi düşünün. Pompanın bana en büyük sihri güzel kızımı sağlıkla kucağıma almama vesile oldu! Uzun zamandır yazamadım. Sayfalarca yazarım, yazacağımda :)

insülin pompası için resim sonucu

 

30 Eylül 2015 Çarşamba

Hamilelikte idrarda protein neden çıkar?

Hamileliğim başlarında diyabet doktorum gebelikte nedeniyle diyabetime artı olarak yaşayabileceğim problemleri anlatmıştı. 10 yıldır varolan diyabetik retinopati durumumun artış gösterebileceğini bu nedenle göz açısından da çok sıkı takip edilmem gerektiğini söylemişti. İlk üç ay yaşadağım sık hipoglisemi nedeniyle gözlerimde bir bulanık görme durumu ortaya çıktı. Aynı durumu doğum sonrası da yaşadım. Göz muayenelerinde geçici bir durum olduğu söylenince rahat bir nefes almıştım.
 
Günde en az 10 kez olan şeker ölçümlerime artı olarak, haftalık kadın doğum kontrolü, iki haftalık kanda fruktozamin kontrolü, ayda bir göz kontrolü eklenmişti. 5 ayın sonlarına doğru ellerim ve ayaklarım dokuz aylıkmış gibi şişmeye başlayınca, birde üstüne baş ağrılarım eklenince idrar da protein baktılar. Sonuç normalden yüksek çıktı. Fakülte hastanesi doktorları herşeyin en kötüsünü pek hoş olmayan bir dille anlattıklarından tedirginliğim iyice arttı. Artık günde üç kez tansiyon ölçümüde yapıyordum :) O zamanlar bu duruma çok gülemiyordum haliyle. Şuan daha sakin bakabiliyorum. Kadın doğum doktoru riskli bir durum olduğunu ani bebek ölümüyle bile sonuçlanabileceğini söyledi. Koşarak diyabet doktoruma gittim. Hala aklıma geldikçe kendisine dua ediyorum. Doğum sonrası geçecek bu durum. Şekerin kontrol altında. Tansiyonuna dikkat et korkma dedi. Gerçekten doğumdan üç ay sonra idrarda protein çıkmaması doktorumun tecrübesini bir kez daha kanıtladı.
 
Böbrekten protein atılması sadece diyabetli gebeliğinde olan bir durum değilmiş. Malum bizler riskli gebelik grubundayız. Normal gebeliklerde de bu sıkça yaşanabiliyormuş.

Tansiyon yüksekliğine neden olabilecek riski arttıran durumlar; ilk gebelik olması, obezite (şişmanlık), ikiz ve üçüz gibi çoğul gebelikler, daha önceki gebeliklerde tansiyon yüksekliğinin olması, ailedeki gebe olan akrabalarda benzer tansiyon yüksekliğinin olması, şeker hastalığı, üzüm gebelik (molar gebelik) olarak sıralanabiliyor.
 
Preeklampsi (GEBELİK ZEHİRLENMESİ) nedir?
20.gebelik haftasından sonra tansiyon yüksekliğinin idrarda protein atılımı ile birlikte olmasıdır. Tanı koymak için tansiyon ölçümü ve idrar testi yapılır. Bunun için 24 saatte idrar bir kapta biriktirilir ve bu idrardaki protein atılımına bakılır.
Hafif ve şiddetli gebelik zehirlenmsi olmak üzere iki çeşidi vardır.
 
Benim yaşadığım şükür ki hafif olandı.
 
Hafif Gebelik Zehirlenmesi: Tansiyon değerinin 6 saat arayla yapılan ölçümde 2 kez 140/90 mmHg üzerinde olması, 24 saat biriktirilen idrarda protein atılımının olması, bacaklarda ödem şişlik, hızlı kilo alımı ile tanı konur.

Şiddetli gebelik zehirlenmesi: Tansiyon değerinin 6 saat arayla yapılan ölümde 2 kez 160/110 üzerinde olması ve 24 saatlik idrarda protein atılımının 5 gram’dan fazla olması ile tanı konur.
 
Son iki ay hastane de yattığım sürede tansiyon kontrolünü iyi yapmadıkları için erken doğuma acilen alınan 4 kişi gördüm. Yine aynı sonuca geldim sanırım. Kontrol kontrol kontrol. Gebelik başlı başına zorken, kronik bir hastalıkla bedenen ve ruhen daha yorucu hale gelebiliyor.
 
Diyabetiniz var ve gebe kaldıysanız, sizi rahatlatabilecek ve doğru yönledirebilecek bir doktorunuzun olması çok çok önemli. Unutmamak gereken birşeyde herkesin vücudunun herşeye farklı tepkiler verdiği. Benim ilk üç ay çok şekerim düşerken, diyabetli gebelik yaşayan bir arkadaşım şeker yüksekliği yaşadı. Doktorunuzu dinleyin, söylediklerini kendinize göre uyarlayın. Kendi kendinin doktoru olmak hepsinden önemli.
 
Kızım bir yaşını doldurdu. Şükürler olsun sağlığı iyi, bende onunla iyiyim. Diyabetim var çocuğum olmaz diye korkan ben zorda olsa başarıyla verdim bu sınavı. Sizde sınavda bazı sorulara takılırsanız benim gibi, seve seve yanınızda olurum.
 
Sağlıklı günlerimiz olsun :)


24 Temmuz 2015 Cuma

Diyabetli anne adayı hamilelik süresince hangi testleri hangi sıklıkla yaptırmalı?

Diyabetli olmaktan çok, diyabetli anne olmayı benimsedim sanırım. Hamilelik süresince kendime nasıl iyi baktıysam, sonrasında da kızıma güzel bir hayat sağlayabilmek için iyi bakmalıyım. Hamilelik sonra bir ay boyunca şeker kontrollerimi aksattığı itiraf ediyorum :) Çok bunalmış ve kendime söz vermiştim. "Yağmur doğunca 1 ay boyunca günde sadece bir kez bakacağım" diye.
 
22 yıllık diyabetli olunca evde kocaman bir dosyanız oluyor. Tahliller, rapor örnekleri, hastane kayıtları vs. Geçen gün hamilelik dönemime ait dosyaya baktığımda 22 yıla ait dosyadan daha kalın olduğunu farkettim.
 
Yağmur'u 5 haftalıkken öğrendik. İlk adım olarak Hba1c düşecekti.Sık şeker ölçersem dengeleyeceğimi biliyordum. 2 hafta sonra riskli doğum kontrolüne gittiğimde bilmediğim birşeyi öğrendim. Hamilelikte 1.saat tokluğu dikkate alınıyordu. 1.saat tokluğum 140 geçmeyecekti. İçimden bir itiraz ettim ama sesimi çıkarmadım. 1.saat 140 olan şekerim ikinci saat çok düşerdi bana göre. Aynı gün diyabet doktoruma gittim. Daha sakin bir insan olduğu için kendisiyle inatlaşmam daha kolay oldu. Evet doğru 1.saat 140 ı geçmeyecek dedi. düşer dedim, düşmez dedi. Düşer düşmez derken hakikaten düşmedi :) Bebeğin plasentası (kesesi) şeker salgılıyormuş. Vücuda özellikle yiyecek girdiğinde 1.saat sonlarına doğru plasenta şeker salgılamaya başlıyormuş. Haliyle şeker düşmek yerine ya sabit kalıyor ya da biraz artış gösteriyor. Sonuç olarak ilk saati iyi tutmak sonraki saatler için daha garantili oluyor.
 
Diyabetli anne adayının bebeğinin tutunması ve devamındaki gelişiminde doktorlar oldukça gerçekçi ve tedbirli davranıyorlar. Özellikle ilk üç ay ve son bir ay en riskli dönemler olarak görülüyor. İlk üç ayda sizin şekerinize bağlı çocuğun sinir yapısı, organları, gözü, kulağı, ağzı, burnu herşey şekilleniyor.
 
Diyabetli anne adayında diyabete bağlı komplikasyonlar varsa, hamilelik döneminde bu durumlar biraz artabiliyormuş. Çok şükür ki çok dikkat ettiğim için gözümle ilgili sıkıntı yaşamadığım tek dönem hamilelikti :) Altını çiziyorum çok dikkat ettiğim için! Birşey olmaz diyerek mevcut durumu gözardı etmemek gerekiyor.
 
İlk üç ay her hafta tam kan sayımı, riskli kadın doğum kontrolü, göz kontrolü ve nefroloji tarafından sıkı takibe alındım. Sık şeker ölçtüğüm için A1c düştü. Şeker kontrollü olduğundan gözüm atak yaşamadı. Riskli doğum tarafı içinde önemli olan şeker olduğundan şükür ki orda da bir sorun yaşamadık. Yağmurun ilk kalp atışını duyana kadar ki 10 günlük süre 10 yıl gibi gelmişti. Konuyu böldüm annelik işte :) 5. ayın sonlarında gözüme birşey olmuyo derken hiç beklemediğim yerden bir soru geldi.. Vücudum gereğinden fazla şişiyor, içtiğim su sanki dışarı atılmıyordu. Gestasyonel Proteinüri ismini daha yeni söyleyebiliyorum :) Hamileliğe bağlı idrardan protein atılımı eşliğinde yükselen tansiyon. Bunu ayrı bir konuda detaylandıracağım.
 
4. ayın içinde riskli doğumda kızımın organlarına tek tek bakıldı. Kulakları çınlasın İbrahim hoca maşallah maşallah çok iyi bir kız bu, şekerini kontrol et iyi olacak demişti. İçimden şükürler olsun dedim ama tedirginliğim hep baki kaldı. Belki rahatlasaydım bu kadar düzenli devam ettiremezdim bilmiyorum. Normal kadın doğuma yönlendirildim. Artık orada devam edecekti. Bir sıkıntı olmadıkça iki haftalık rutinler başlamış oldu. Hepsine giderken kan şekeri takip defteri, gitmeden birgün önce yapılan tam kan sayımı, enzim, hormon ve idrar testlerim hazırdı. Hangi kan tahlilleri yaptırmam gerektiğini mevcut duruma göre doktor karar veriyordu.
 
Diyabetli anne adayıysanız, fakülte hastanesinde takibe başlamanızı, sık şeker ölçümü yapmanızı. Diyabetin bebek üstünde yaratabileceklerini öğrenip 9 aylık süreci ona göre yaşamanızı tavsiye ederim. Mevcut komplikasyonlarla ilgili daha sık doktorunuzla görüşün, ekstra çıkabilecek durumlar için kendizi birazcık dinleyin, öğrenin.  Mutlaka bir diyetisyenle yemek düzeninizi ayarlayın. Uzun süreli kronik hastalığı olanlar kendi kendilerinin doktoları oluyor genelde. Ama unutmayın hamilelikte doğru bildikleriniz değişebiliyor. 22 yılı devirdim geçen günlerde. 23 yıllık diyabetli olarak hayatımın en sağlıklı ama en tedirgin dönemi hamileliğimdi. Hamilelik süresinde kendinize iyi bakarak tedirgin olun lütfen :)
 
Kızım 11 aylık oldu. Yaptığım, yaptığımız en güzel şey o. En büyük gücüm, en büyük desteğim. Yazdıkça hatırlıyorum, yorulmuşum biraz, fazlaca korkmuşum. Ama herşeye değmiş.
 
İyi ki varsın güzel bebeğim..
 
 
 

24 Haziran 2015 Çarşamba

Diyabetli anne adayı şeker kontrolünü nasıl sağlar?

Hamile olduğumu öğrendiğimde Hba1c değerim 7.2 idi. Bir ay sonra 6.5 sonraki aylarda ise 5.5 ve 5.3 aralığında devam etti. Doktorlar çok iyi çok çok iyi diyorlardı. Bilmiyorladı ki bu değerler için günde en az 12 kez şekerimi ölçüyordum :) Pişman değilim yalnış anlaşılmasın sakın. Kızım sağlıkla doğdu önemli olan buydu.
 
Hamileliği ilk öğrendiğim anda bir sürü soru dolanmaya başladı kafamda. Hele ki doktor birinci saat tokluğun 140 mg geçmeyecek dediğinde oldukça paniklemiştim. Hamilelikte 1.saat tokluğuna dikkat ediliyormuş. Hatta ilk söylediğinde doktor ilk saat benim 140 olursa sonra düşer dedim. Düşmez dedi biraz inatlaştım düşer dedim. İyi bakta gör dedi. Düşmedi :)
 
Fakülte hastaesinde riskli doğum tarafında takibim başladı. Aynı hastanenin diyabet bölümüne de gitmeye başladım. Riskli doğum herşey şekerine bağlı dedi. Şekerin iyiyse bebekte iyi doğacak. Şekerin kötüyse bebekte anomali oluşur. Suyu azalır ya da artar. Erken doğar. En kötüsü ani ölüm olabilir dedi. Son cümle herşeye dikkat etmeniz için yeterde artar bile.
 
Diyabet doktoru genel durum için bir sürü tahlil istedi. Çoğu oldukça iyiydi sadece ortalama şekeri düşürmemi istedi. Hamilelik diyabetinin şeker takibinde 1.saat tokluğu çok önemliymiş. Bebek herşeyi anneden alıyor. Fazla şekeride malesef.
 
Benden sonra anne olacağını öğrenen diyabetli arkadaşlarım oldu. Nasıl yaptın şekerini nasıl stabil tuttun? Tabiki sürekli stabil tutamadım. İlk başlarda fazlaca düşen şekerim son 1.5 ay sürekli yükselmeye başladı. Onlara söylediğim birinci şey "insülin pompası olmasaydı bebek sahibi olmayı düşünmezdim" ikinci ise "sık şeker ölçün" . İnsan daralıyor zaman zaman. Doğacak bebeğinizin sağlığı sizin dikkatinize biraz daralmanıza bağlıysa 9 ay sıkın dişinizi :) Günde en az 12 kez olmak üzere, ilerleyen aylarda artmak koşuluyla şekerimi ölçtüm.
 
Sabah açlık-tokluk
Ara öğün açlığı
Öğlen açlık-tokluk
Ara öğün açlığı
Akşam açlık tokluk
Ara öğün açlığı
Gece 2 ve 4 ölçümü
 
Niye bu kadar çok ölçtüm? Şeker ortalamam iyi olmalıydı. Ani düşük şeker bebekte sıkıntı yaratabilirdi. Yüksek şeker bebekte anomaliye sebep olabilirdi.
 
Hamilelikte A1c den çok fruktozamin önem taşıyormuş. Fruktozamin size 2-3 haftalık şeker ortalamanızı gösteriyor. 3.ay bitiminden sonra diyabet doktorum 3 haftada bir rutin bu testi yaptırmıştı.
 
Diyabetimi yaşadığım en tedirgin dönemdi. İtiraf edeyim en zoruydu. Sık şeker ölçümü ya da sık doktora gitmek değil. Ne olacağını bilmemek çok yormuştu. Elimden geleni yapıyordum. Sık şeker ölçüyordum. Buarada ben son aylarımda öğrendiğim için yararlanamadım. Diyabetli anne adayı hamileliğini öğrendiğinde, insülin ve strip raporunu hamilelik süresi için değiştirebiliyormuş. Yani o döneme özel strip adedinizi ve insülin dozunuzu artırabiliyorsunuz. Ben strip için çok fazla para ödemek durumunda kaldım. Mutlaka bu değişikliği yapın derim.
 
Diyabetli anne adayı hamileliğinde sık şeker ölçümü yapar, çokça doktor ziyaretine gider, fazlaca sabereder ve inanırsa minik bebek sağlıkla dünyaya gözlerini açar..
 
Canım kızım iyi ki geldin!

12 Haziran 2015 Cuma

Tip1 Diyabetliyim anne olabilir miyim?

Anne olmak en büyük hayalim aynı zamanda en büyük korkumdu. Kızım 10 aylık olmak üzere iyi ki olmuş dediğim ve hayatım boyunca pişmanlık duymayacağım tek şey o. Hamileyken neyi nasıl yaptığımı, hangi sıklıkta hangi tettikleri yaptırdığımı daha sonraki yazılarımda paylaşacağım.
 
2 Ocak 2014 kızım büyük bir süprizle hayatımıza girdi. İlk öğrendiğimde çok ağladım. Dedim ya en büyük hayalim en büyük korkumdu benim. Ben ne yapacağım? Onu nasıl koruyacağım? Onu etkilememesini sağlayabilir miyim? Şekerimi nasıl kontrol altında kalacak? Gözümle ilgili durumu koruyabilecek miyim? Şuan aklıma gelmeyen milyonlarca soru :)
 
Hani hep diyorum ya bir diyabetli kendine dikkat etmekten sıkılmadığı sürece herkesten daha sağlıklı olabilir diye, işte aynısı diyabetli hamileliğinde de geçerli. Bir diyabetli hamileliğinde kendine iyi bakarsa tam tabiri nur topu gibi bir bebek doğurabilir ;) Hamile kaldığımda HA1c 7.2 idi. Sonrasında 5.5 üstünü hiç görmedim :) Diyabetli hamileliğinin anahtar kelimeleri;
 
"Ekstra dikkat ve ekstra emek."
 
2 gün sonra hemen özel bir hastanede kadın doğum doktoruna gittik. 7 mm lik 5.5 haftalık minik bi keseyi anlattı bize :) İçeri girerken tansiyonum çıktı heyecandan. Nasıl bir duyguydu bu bütün dünya artık kızımdı. Kız olduğunu ilk anda hissetmiştim. Doktora diyabetimi anlatmaya başlayınca tedirgin oldu. Malesef Ülkemizde hala diyabetin tam olarak ne olduğunu bilmeyen doktorlar var. Ya da bir umutla gittiğiniz ve size yapıcı konuşacağını düşündüğünüz doktordan ruhen çökmüş olarak çıkıyorsunuz. Kadının ilk söylediği diyabetiniz olduğu için bebek tutunamayabilir. Tutsa gelişimi iyi olmayabilir. İyi gelişse anomaliler (normalden farklı) olabilir.7 ay sonrasında ani ölüm olabilir. Şekerinizden şu olabilir... bu ..... bir süre sonra ben o oda da değildim artık. Neyse çıktık odadan. Tek güzel şey onu görmekti sonrası büyük bir soru işareti ve tedirginlik. Eşim hep inandı. Hep onun güçlü olduğunu söyledi. Hiç yanılmadı. Annelik bambaşka. Hele ki diyabetiniz varsa. Bebek bekleyen her anne belirsizlikten tedirginlik duyar. Kronik hastalığınız varsa o tedirginlik büyürde büyür. Pozitif doktorlarımız sağolsun dokuz ay tedirginliğimi artırmayı çok iyi başardılar. Pozitifliğin yanından geçmiyorlar şaka yapıyorum tabi ki :)
 
Aradan bir hafta geçti. İkinci farklı bir doktora gittim. Hayatımın hatası tek başıma gitmek oldu. Adam baktı " bu kese boş, zaten diyabetiniz var bu çok normal, üzülmeyin" dedi. Üzülmedim o an öldüm sanki. 2 saate yakın yürümüşüm farkına vardığımda nasıl geldiğimi anlamaya çalıştım uzunca bir süre.
 
Tanıdık vasıtasıyla Üniversite Hastanesi riskli doğum bölümünden zar zor randevu bulduk. Adam baktı. Baktı.. Baktı.. Kalp atışı var dedi. Ben yeniden doğdum. Evet hersey durdu kızım gelecekti biliyordum. Ama korkularım hiç bittimi? bitmedi.
 
9 aylık tettikler, hastane yatışları, doktor maceraları daha neler neler hepsini anlatacağım...
 
Doktor; A1c biraz yüksek. Anomaliler olabilir buna bağlı 10 gün sonra büyüyüp büyümediğine bakacağım dedi. O 10 gün bir ömürdü sanki :) 10 gün sonra bebeğimiz büyümüştü kalp atışlarını duyduk. Sanki atlar koşuyordu içimde. Ne büyük bir mucize, ne büyük bir hayranlık. Doktor serüven başlıyor. Artık herşey sizin elinizde. Ona iyi bakın ki sağlıklı doğsun dedi. Zeynep içinde kocaman bir umut ve kocaman bir korkuyla bu yola girdi. Sonunda ne mi oldu nur topu gibi bir kızım oldu :):):) Binlerce şükürler olsun..
 
 
 

13 Mayıs 2015 Çarşamba

Diyabette ayak sağlığı

Tip1 diyabet tanısı konulduğu günden beri hatırladığım en net şeylerden biri ayaklarımı yıkadıktan, banyodan ve denize girdikten sonra annemin ayak parmak aralarımı kurulamam için beni uyarmasıdır. Gerçekten de 22 yıldır böyle bir alışkanlığa sahibim. Birde annemin akşamları ayak tabanıma dokunarak farklı yaptığı hareketleri hissedip-hissetmediğimi sordugunu hatırlıyorum.
 
Diyabetin çocukluktan gelmesinin tek iyi yanı alışkanlıklara yaş gereği daha kolay adapte olmak. Diyabetik ayak ile ilgili gittiğim eğitimlerde yaralı ayaklar, kesilmiş bacaklar gördüm. İnsanın içini daraltırken çokça tedirgin ediyor. Malesef diyabet beyin ve sinir uçlarını etkiliyor. Düzenli takip edilen şekerde bu durumu yaşama ihtimaliniz oldukça düşük. Tabi birde her kişinin yaşadığı diyabet komplikasyonları farklı oluyor. Bende diyabet gözü etkilerken, kiminde sinir uçlarında problem yaratabiliyor. diyabet başlı başına dikkat, özveri ve sabır isteyen bir hastalık. Hep diyorum ya "yedigime dikkat ediyorum, bana birşey olmaz" diye düşünebileceğiniz bir hastalık değil malesef.
 
İnsan da yaşayıpta farkına varma, sonrasında önlem anlamaya çalışma gibi bir durum var. Bende de var tabiki :) 12 yıl kadar önce ayak baş parmağımda tırnak batması sebebiyle bir iltihap oluşup, şişmişti. Kremler, dikkatli kesmeler, temiz tutup sarmalar hiçbiri fayda etmedi. Bu arada iltihap nedeniyle şekerim yüksek seyrediyordu. Son çare bu şişliği patlatıp içindeki iltihaptan bu şekilde kurtulmayı denemek oldu. Hastanede hemşire bu işlemi yaparken acıdan bayılacağımı hissettim. Hiç sesimi çıkarmadım ama acıdan sırtımdan ter akıyordu. İşlem bitti bende bittim. O zaman dedimki küçük bir tırnak batması bu kadar canımı yaktı. Daha büyük boyutlarının olmaması için dikkat..dikkat.. yine dikkat zeynep!
 
Çocukluk diyabetinde adapte olmak daha kolay dedim. Yalnış anlaşılmasın. Bana her söyleneni hemen kabul eden bir çocuk değildim. Sadece ozaman zorla bile olsa edinmiş olduğum alışkanlıklara kolay adapte olup, hale sürdürebiliyorum. Tip2 diyabette daha sık rastlanılan nöropati son zamanlarda kendi çevremdeki örneklere göre 30 yaş altında yaygınlaşmaya başlamış durumda..
 
Çocuk diyabetliye birşeyi anlatıp kabul ettirmek zordur. Ama durumu anlayıp, kavradıktan sonra inanın büyüklerden daha dikkatli oluyorlar. Ailelere büyük sabır gerekiyor.
 
Diyabetiniz varsa ayağınızda yanma, karıncalanma, ağrı ve uyuşma gibi şikayetler hissediyorsanız hiç beklemeden bir doktora görünmenizde fayda var. Sağlık geciktirmeye gelmez. Hele ki size hiç töleransı olmayan bir hastalığınız varsa..
 
Yaşayıpta anlayanlardan olmamanız dileğiyle...


16 Mart 2015 Pazartesi

İnsülin pompası ne işe yarar? Neden insülin pompası kullanmalıyım?

Tip1 diyabetin komplikasyonlarından daha önce kısaca bahsetmiştim. Bilindiği gibi insülinle tedavilerini devam ettiren diyabet hastaları günde 4 veya daha fazla insülin yaparak hayatlarını sürdürebilmektedirler. Bazı durumlarda sık insülin yapılması bile şeker düzeylerini normale çekememektedir. İnsülin pompaları özellikle bu tip hatalarda şeker düzeyinin dengelenmesi adına çok ciddi faydalar sağlayabiliyor. İnsülin pompası , tüm gün sürekli ve az miktarda insülin salgılayarak, kan şekerinin daha düzgün olmasını sağlar.
 
2011 yılında katıldığım diyabet kampından sonra doktorlarımın tavsiyesi ile insülin pompası taktırdım.Başlarda tedirgin olsamda hayatımın en doğru kararını verdiğimi anladım. Sanırım insülin pompası kullanmasaydım bebek sahibi olmayı düşünemezdim.
 
Düzenli spor, düzenli yemek ve diyabetin getirdiklerini uygulamama rağmen 18 yıllık diyabetim sebebiyle şekerimi istediğim değerlere çekmekte çok zorlanıyordum. İnsülin pompası takıldıktan sonra iki ay boyunca hangi yiyeceğe vücudumun ne kadar ihtiyaç duyduğunu belirlemeye çalıştım. Örneğin 1 dilim ekmek 1.2 insülin dozuna denk geliyor. Bana sorduklarında hayatınızın birkaç ayını fazla matematikle geçiriyorsunuz diye cevap veriyorum :) Sonrası ise ortalama şeker sonuçlarını aldığınızdaki mutluluk oluyor. Özellikle belirtmek isterim ki pompa taktırıp herşeyi gereğinden fazlaca yiyenlerden değilim. Unutmayın şekeriniz o anda yükselmese de fazla yedikleriniz kilo olarak geri dönüyor. Bunlarda ileriki zamanlarda kolesterol, kalp-damar rahatsızlıkları ve yüksek doz insülin anlamına geliyor.
 
İnsülin pompası düzensiz giden diyabeti düzene sokmakla birlikte, henüz komplikasyon geçirmemiş kişiler içinde büyük önem taşıyor. Yapılan araştırmalarda insülin pompasının  Göz hastalıklarını ( Katarakt, körlük gb) % 76 azalttığı - Böbrek hastalığını ( Diyaliz , börek yetmezliği ) % 56 azalttığı Sinir hastalığı (Uyuşma , karıncalanma, gangren ) % 64 azalttığı saptanmıştır. Özellikle Tip1 diyabet tanısı konmuş çocukların aileleri ile biraraya geldiğimde pompanın önemini çokça anlatmaya çalışıyorum.
 
Yıllardır iğne olduğumu düşünürseniz sadece 3 günde bir bir kez iğne acısı hissetmekte küçümsenemeyecek kadar mutluluk verici bir durum. Pompa öncesi hesaplarıma göre 18 yılda günde dört kereden düşünürsek 26.280 kez iğne acısı hissetmişim :)
 
3 aylık emeğiniz hayat boyu rahat yaşamanızı sağlayacak. Bir ömür için 3 ayın lafımı olur :)
Unutmadan sormak istediğiniz birşey olursa detaylı bilgi verebilirim.